içindekiler
Hülya’ma Gidemeden
Gözlerim boşluğa dalıp gittiğinde
Bir duble rakım yine elimde
Kader diyemedim ki çektiğim her acıya
Hülya’ma gidemedim ben bugün de
Gecenin zifiri karanlığında
Ciğerlerime çektiğim her bir sigara dumanında
Aklımda hep sen vardın her zaman ki gibi
Hülya’ma gidemedim ben bugünde
Hayat iyi kötü devam ediyor yine de
Karanlığın aydınlığı da var elbette
Ne acılara katlandık bu gönülde
Hülya’ma gidemedim ben bugün de
Derdime çare olmaz hiç bir şey
Hülyadan kaldım bedenim sefil
Çok acılar çektik bu felekten
Hülya’ma gidemedim ben bugün de
Aşk Ölümcül Bir Hayattır
Aşk tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor aşk
Sıla da garibin omuzlarına ağır bir yük
Güvercin gibi konan dallarına
Sadağında mumçiçeği serzenişleri
Mızrakları cazibesiyle kıran ok
Saçları darmadağın uzanır
Bitişik bir hicrandır bana hasretin
Ne fettan sarayların içerisinde
Bitişik cilvekar yalnızlığa olan hasret
Bezirganları küçümseyen sultanım ben
Gezinir içimizdeki aşk tatlı bir anıdır.
Bir gün başımı alıp gitsen yalnızlıklara
Rastlıyorum bir köşede kelebeklere
Benim gibi onlarda hasret aşka
Onlar da uzaklar da bir aşkı bekler
En büyük acılara gebe bu aşk
Çıkmaz sokaklarını herkese açan
Uzak diyarların yıldızı gibi gözlerden kaçan
Olmayacak hayallerin sihri ile akan bir nehir
Varlığın acıtıyor, yokluğun ise öldürür gibi
Gönül bir vefa haritasında dolaşıyor beyhude
Çöllere attı beni bu aşk.
Kumlar arasında parlayan meşhur güzel
Ay bir göreyim o güzel dudaklarını
Uzaklara hasret boynu bükük bir deniz gibi
Ara sıra kulak veririm bir uzaklık mırıltısına
Yüzü yıldızlara benzeyen bir güzellikle
Bin bir tepede dalgalanır o güzel saçların
Oysa aşk, hem aydınlıkta hem karanlıkta bir bitiştir.
Ey Gönül!
Ey benim divane gönlüm.
Dağlara düştüm yalınız.
Bu cefayı kendi özüm,
Pek mail gördüm yalınız.
Dağlar var dağlardan yüce.
Dağ mı dayanır bu güce.
Derdimi üç gün üç gece.
Söylerim bitmez yalınız.
Şah’ın ayağına varsam.
Hayırlı gülbengin alsam.
Kızılırmağa gark olsam.
Çağlasam aksam yalınız.
Pir Sultanım ey erenler.
Erine niyaz edenler.
Üçler, kırklar, yediler.
Mürvete geldim yalınız.
Geceye Dedim Ki
Geceye dedim ki, uzan uzanabildiğin kadar şimdi o dolunay uykudadır.
Nerden biliyorsun diye sordu gece, gözlerinden dedim,
Gözlerini karanlığa bırakıp gitmesinden dedim.
Gecemiz dedim…
Kaç kişiyiz şu hücrede sen, ben ,dolunay ve kandil..
Muma koşan pervanede bu sevdadan gitti o sevdaya koştu,
Ama ateşe düştü.
Bırakmıyorum ki gönlümde düşünce olasın.
İstemiyorum ki gözlerimde değersiz kalasın.
Seni canımda saklıyorum gözümde gönlümde değil.
Taaki son nefesime kadar bana yar olasın.
Soruyorlar bana gecelere kastın ne?
Neden hiç uyumazsın?
Şaşarım, seven insan nasıl uyur..
Aşk a her türlü uyku haramdır. Zinhar haramdır.
Bi yerlerde yer yer damlamış kan görürsen,
Bilki benim gözümden damlamıştır.
* Dünya geçicidir, burada kalınmaz, Ne kadar malın olsa da, murat alınmaz, Gafil olma sakın geri dönülmez.
* Yürü dünya yürü, sonun virandır, Bin yılından sonra ahir zamandır.
* Halıkın dururken, mahluka tapma! Şeytana uyup da yolundan sapma! Haramlara dalıp, dinini yıkma.
* Azık topladın mı yola çıkmaya? Işık edindin mi aydınlanmaya? İki melek gelir sual sormaya.
* Paran apartmanın arkada kalır, Ummadığın gelir hepsini alır, Gayrılar yer, içer, senden sorulur.
* Münker Nekir gelir, çınarlar gibi, gözleri yanıyor şimşekler gibi, sorguya çekerler gök gürler gibi.
* Cehennemin yedi türlü yapısı, Herbirinin ateştendir kapısı, seksen yıllık yoldan gelir kokusu.